29 Mayıs 2011 Pazar

Diyemedim...



Diyemedim…

Diyemedim; sözlerim sahibini arayan
Bir kölenin özgürlük çığlığıdır kalbimde,
Diyemedim; gözlerim yokluğumu bürüyen
Bir kefene sarılıp solacaktır kabrimde…

Sen sultan olmadın ya gönlümün sarayına,
Celâli bir isyanda kıvranır şimdi ruhum,
Yalnızlık otururken bu taht-ı hümayûna,
Bahtıma sürgünleri tuğralar padişahım…

Ömrümün payitahtı hicrana mesken olur,
Fizan’a sürgün yerim gözlerinden zamansız.
Varlığımdan geriye yalnız bir sevda kalır.
Bir sevda ki Sinan’ın aşkı gibi yalansız…

Diyemedim; otağımda cellâtlar bekleşiyor.
Kemendi vurmak için yüreğimin boynuna,
Diyemedim; son nefes usulca yaklaşıyor.
Ve giriyor bedenim karanlığın koynuna…

Yusuf MESCİOĞLU
29.05.2011

27 Mayıs 2011 Cuma

Bilmezdin...



Bilmezdim; yüreğinin şehrinde nasıldı aşk,
Bilmezdin; yüreğimde bitmez bir fasıldı aşk…
İki büklüm çıkarken aklımdan hayallerin,
Bu yaralı ruhumun boynuna asıldı aşk…

Yâr, adına mühürlü yüreğimde ne varsa,
Aşk bile bu vefayı bir gün olur duyarsa,
Bırakır sultanlığı, düşer tacı başından,
Utanır gözlerimin bir ömürlük yaşından…

Bilmezdin; o gözlerin gözlerimi yakardı.
Bilmezdin; aynaların sana benden bakardı.
Sustum da hecelerin hançerlendi canevi,
Sustun da kuytularda katlettiler bu devi…

Varlığım varlığınla muştulandı sanmıştım.
Belki duyarsın diye gece gündüz anmıştım.
Sana aşık olmanın bedeliydi bu cünûn.
Hırpalanmış ruhuma firâkını attı nûn…

Bilmezdin, intizarın şehrinde masaldı aşk,
Bilmezdin, gittiğinde yalnız bende kaldı aşk,
Terk ettin şehir şehir senin olan kalbimi,
Emir ver gözlerine saklasınlar kabrimi…

Ben ki; aşkın korunu küle döndürmüş yürek,
Ben ki; viran bağları güle döndürmüş yürek,
Bezm-i Aşk dergâhında ah çekerken şu ruhum,
Mecnun’u büryân eder bu günahsız gühanım…

Bilmezdin; yokluğunun yokluğum olduğunu,
Bilmezdin; nefes nefes sararıp solduğumu,
Şimdi sensiz ömrümden geriye kalandır aşk,
Kim bilir belki efsun belki de yalandır aşk…

26.05.2011
Yusuf MESCİOĞLU