23 Haziran 2011 Perşembe

Bana B/akarken Hissedemediklerine...
















Bana B/akarken Hissedemediklerine…


O an, bakışlarına aksetti mi yangınım.

O an, yurdu ben miydim o dehşetli akının…

O an, bir korku gibi kalbine indi mi aşk,

O an, beni görünce sende sevindi mi aşk…

O an, kalbin vuslata dualar okudu mu?

O an, nakkaş gergefe esrârı dokudu mu?

O an, aynalar gibi sır tuttu mu yüreğin,

O an, ömrün zehrini tattı mı engereğin…

O an, yaşamak denen kavgada bunaldın mı?

O an, koca dünyada tek başına kaldın mı?

O an, gönül tahtına kuruldu mu inkisâr,

O an, sükût yurdunu gezdin mi diyar diyar…

O an, bir harfin bile kıymetini bildin mi?

O an, gözyaşlarını sezdirmeden sildin mi?

O an, sızdın mı yere damla damla kan gibi,

O an, yazdın mı cânâ sükûtu volkan gibi…

O an, seni görenler acıdı mı haline,

O an, meftûn olmanın düştün mü melâline…

O an, tenha bir köşe aradı mı gözlerin.

O an, imrendin mi hiç kahrına dehlizlerin…

O an, aklında hayat alaca bir renk miydi?

O an, dilde sükûtun hicrâna ahenk miydi?

O an, zamanı tutmak istedin mi elinde,

O an, ismim var mıydı dua dua dilinde…

Bildin mi bir şairin kahra râm olduğunu,

Gördün mü bir şeyda’nın uğrunda solduğunu…

Vurup giden de sendin beni benden eden de,

Anladın mı yaşarken ölmek nedir beden de,

Yusuf MESCİOĞLU.

yirmiüçhaziranikibinonbir.

21 Haziran 2011 Salı

O'nu Gördüğüm An'a...



O’nu Gördüğüm An’a…


O an, şiir burcundan firar etti her hece,

O an, tüm yıldızlardan utandı hırçın gece...


O an, yazan kalemim suretinde tutuldu.

O an, hicrân kelâmı dilimde unutuldu…


O an, bir kekemeye bahşettim lügâtimi

O an, sessizlik çizdi hayatıma âti’mi…


O an, yangın kuşattı ufkunu hayallerin,

O an, mehtap vuruldu göğsünde leyâllerin…


O an, iki büklümdü aynalarda gördüğüm.

O an, gönül hâneme atıldı son kördüğüm…


O an, ateş olmadan gözleri gözlerime,

O an, yenik düşmüştüm geç kalan sözlerime…


O an, anlamı yoktu ne sözün ne şiirin,

O an, kalem kırıldı hükmüne bu şairin…


O an, ağyar olanın yâr’lığına imrendim.

O an, nefsim elinde intihara direndim…


O an, bir kabir açtı hayat bana göğsünden,

O an, utandı ruhum cihânnümâ süsünden…


O an, yaşarken ölmek bana kader kılındı,

O an, şeb-i yeldâ’lar bana mâder kılındı…


O an, ömür yurdunda ben kahıra dayandım.

O an, bir Yûsûf idim zindanlarda uyandım…


O an, aşk gergefine inkisârım dokundu,

O an, bülbül yurdunda gam sâlâ’sı okundu…


Mutluluk mihmânına mihmândar oldum o an,

Cânı cânâna verdim titreyip soldum o an…


Ermediğim muradı O’na bıraktım o an,

Son nefesi verirken O’ndan ıraktım o an,

Yusuf MESCİOĞLU

yirmibirhaziranikibinonbir.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Bülbül'e Ağıt...



Bülbül’e Ağıt…

Her bağda gözyaşı var, bahçelerde bahçıvan,
Buduyor ardın sıra dokunduğun her dalı.
Her gece aynı hicran her şafak aynı şivan.
Figan mı sana tutkun sen mi derde sevdalı…
Söyle kim attı seni bu cihangir yaraya,
Hangi zalim el girdi gülzarınla araya…

Her seda’n kalbimizde çırpınan bir seraptı,
Güller koyardık senle tahayyül hanemize,
Sensiz gülşenimizin her köşesi haraptı.
Sen yokken hazan düştü ömr-ü viranemize…
Söyle kim koydu seni bu zalim kafeslere,
Sustun da hasret kaldık o efsunlu seslere…

Sessizliğin yurdunda boyun büker şimdi gül,
Topraklara damlarken dikenin ızdırabı,
Simsiyah bir ufuktan bahtımıza düşen kül,
Yakar gönül yurdunu yakar cân-ı harabı…
Zaman şimdi eskiyen bir zamanı vurur da,
Gönül kuşu yaralı sevda mahpus gururda…

Betonlara gömdüler kafes kafes kalbini,
Şimdi zakkum büyütür bahçelerde bahçıvan.
Güller aşkın yurdunda bulur senin kabrini,
Ve doğar küllerinden yine bülbül-ü civan…
Bilirim her tutsaklık sana el’den hâr olur.
Gülsüz kalan yüreğin suskunluğa yâr olur…

Bülbül affeyle bizi, bağrındaki dikenden
daha çok acı verdik cefâkâr bedenine,
Vuslatta diken bile helallik ister senden,
Kıydım diye cânına, gam sarısı tenine…
Şimdi yoksun sızlıyor göğsümüzde asûman.
Baykuşlar mesken tuttu viran oldu hanûman…

Bilirim açılacak bütün kafesler bir gün,
Sessizliğin yurduna senin sesin dolacak.
Bitecek öz yurdunda yıllar süren bu sürgün,
Her kızıl gül kalbinde gülistan’ın olacak…
Sabret gamlı bülbülüm vakit artık çok yakın,
Kalsan da kafeslerde gül’ü unutma sakın…

Yusuf MESCİOĞLU
Onsekizhaziranikibinonbir.