29 Ağustos 2010 Pazar

Yâr/a...



Yâr/a…

Sen miydin gururuma bırakılan tebessüm?
Sen miydin adı hüzün, yüreği melal kokan?
Yıllar var hiç görmedi, aynalara küs yüzüm.
Benim gözleri isyan, gönlü ihtilal kokan…

Mağrur bir intihardır saatler gözlerimde,
Senden kalan her melal ruhumda nirân olur.
An gelir aynalarda kendimi özlerimde,
Vuslat bile hayaldir, kalpte sui-zan olur…

Kan sızar ufuklara güvercin yaralanır.
Visâlin gergefinde sevda işlenir suya.
Her gece yüreğimde bir kapı aralanır.
Dar gelir canevime bu gerçek bu heyûla…

Sükûta cemre düşer göklerinden bu şehrin.
Aşk damıtır geceler nazenin bir bahardan.
Farkına varır ömrüm yudum yudum bu zehrin.
Kan yerine sen sızar efsunlu her yaradan…

Bir sabah gözlerinde el olurken hayalim,
Sessizce gitmeliyim görünmeden güneşe.
Düşerken yüreğinden sana yabancı halim.
Ruhumda ne sen kaldı, ne intizar, ne neşe…

Yürüdüm şehir şehir yalnızlığa yürüdüm.
Her tenha yüreğimde tenhalaştı yeniden.
Hasreti köle edip ardım sıra sürüdüm.
Yokluğumun ardından melal geldi geriden…

Dalga dalga bir hüzün tutarken ufukları,
Her nefes yüreğimde an be an soluklaşır.
Hasretim yaralarken bir bir Yusufcukları,
Beni de mezarıma senin yokluğun taşır…
Beni de toprağıma yaralı kuşlar taşır…

Yusuf MESCİOĞLU
28.08.2010

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Gözlerin...



Gözlerin…

Vakitsiz bir sükûttur aynalarda gözlerin,
Ben kendimi ararken vurulurum, bilmeden…
Her nefeste düşerken yüreğime izlerin,
Sessizce kaybolursun gözlerime gülmeden…

Gidersin ardın sıra mevsimler bizâr olur.
Yaşamak nefes nefes gönlüme ağyar olur.
Şehrime hazan düşer ıssız bir diyar olur.
Bilmem ki? Poyraz mıdır? İmbat mıdır? Gözlerin…

Ruhuma leyl-i hüzün işler de bakışların,
Benden bir diyet ister ömrümü bağışlarım.
Hasretin zindanında yanarken bakışlarım.
Bilmem ki hürriyet mi? Esaret mi? Gözlerin…

Bazen takvimlerimden kopup giden bir andır.
Bazen de bir nefeste tüketilmiş zamandır.
Ruhuma nevbaharken yüreğimde nirandır.
Bilmem ki korku mudur? Cesaret mi? Gözlerin…

Bakarsın, tutuşurum, yanarım içten içe,
Yüreğim esir düşer senden kalan son hiçe.
Ömrüm ortak olurken adı aşk denen suça…
Bilmem ki ülfet midir? İhanet mi? Gözlerin…

Ben beklerim bir ömür sürse bile bu visal,
Bilmem ki vuslat mıdır? Hasret midir? Gözlerin…
Al bu can senin olsun, gitme bir ömür canımda kal.
Bilemedim efsun mu? Füsun mudur? Gözlerin…
Bilemedim ömür mü? Ölüm müdür? Gözlerin…

Yusuf MESCİOĞLU

22 Ağustos 2010 Pazar

Yâr Yarası...


Yâr Yarası…

Hangi kalem yazmalı türküsünü hasretin,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…
Kaç özgürlük beslenir koynunda esaretin,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…

Bivefa bir yüreğin fermanındadır hüzün.
Aklıma geçse bile gönlüme geçmez sözüm.
Hicranına vurgunken dost bildiğim bir yüzün.
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…

Masum bir intihardı gözleri aynalarda,
Karşıma dikilirdi en ketum rüyalarda,
Ben kendimi ararken yâr kokan hülyalarda,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…

Dediler ki Lokman’da çaresi bu yaranın.
Meğer çare kendisiymiş yüreğimi yaranın.
Visalini beklerken beni bensiz vuranın,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim

En kavi hüzünleri diken edip bağrıma,
Kaç mevsim kurşunlandım gözlerinin uğruna,
Yâr hasreti saplarken hançer edip böğrüme,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…

Sonsuzluğa giderken hasretinin kışında,
Bakıp boyun bükmesin toprağımın başında
İsmi bulunsun yeter bu garibin taşında
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…

Yusuf MESCİOĞLU
22.08.2010

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Şehr-i Yâr...


Vuslatına meftundur yanarken tende yürek,
Ayrılık fermanını yazmış yine şehriyar,
Zindanlardan ziyade bana bir sehpa gerek.
Ağacı yâr, urganı yâr ve hatta celladı yâr…

Bilmem ki sükûtumla kuşları mı incittim.
Neden gözleri nemli ağlamaklı bu diyar,
Güzide bir baharı yalnızlığa terk ettim.
Çiçeği yâr, gülü yâr ve hatta baharı yâr…

İntizar süzülüyor yüreğimden bu gece.
Yine düştü aşkıma ayrılığın şerhi yâr…
Gönlümün defterinde ismin var iki hece.
Yeter! kırsın kalemi bekletmesin şehriyar…

İncitmeden toprağı sessizce gitmeliyim.
Unutmalı yüreğim bu hüzünlü şehri, yâr.
Seni unutmak için yeminler etmeliyim.
Tükenmeli bir gece bu deruni ahûzar…

Yusuf MESCİOĞLU
18.08.2010