30 Eylül 2010 Perşembe

Sensizliğe Göç Etmek...



Sensizliğe Göç Etmek…

Seni görmek her gece hayaller ülkesinde,
Turnalarla yarışmak ufkuna varmak için.
Anlarken sensizliği, sessizliğin sesinde,
Fermanına yazılmak adı aşk denen suçun…
Seni görmek her gece hayaller ülkesinde…

Ah çekmek içten içe efsunlu kuytularda,
İsmine susmak için parçalamak heceyi,
Kervanları beklerken Yusufkâr kuyularda,
Firâkınla geçirmek sen dolu bir geceyi,
Ah çekmek içten içe efsunlu kuytularda…

Aynalar tebessümle bakarmış gözlerine,
Hıyâbanda serviler sensizlikten üşürmüş.
Hayalin feryat figan sızarken özlerine,
Bülbüller gül dalında sessizlikten ölürmüş.
Aynalar tebessümle bakarmış gözlerine…

Susmuşsun, takvimleri terk eylemiş anılar.
Kelâmlar hicret etmiş sükûtunun yurduna,
Bak işte ellerimde hasretinin kanı var.
Gönlüm yine sen vurmuş göç ederken sırtına.
Susmuşsun, takvimleri terk eylemiş anılar…

Gönlüm dare çekilir ardında Kaf dağının,
Kanlı bir eylül sızar ufkumun çizgisine,
Ve kapısı açılır sonsuzluk otağının,
Cellat bile ah eder alnımın yazgısına,
Gönlüm dare çekilir ardında Kaf dağının…

Mihrace ömre vurur yokluğunun mührünü,
Müebbet sürgün yazar fermanıma kâtipler,
Gölgeler arasında terk ederken şehrini,
Şeb-i Arûz deminde salâ verir hatipler.
Mihrace ömre vurur yalnızlığın mührünü…

Yusuf MESCİOĞLU
29.09.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder