21 Ağustos 2011 Pazar

Ric'at...













Ric’at…

Ben çile zindanında kahrı damıtan meczup,

Karanlık gecelerde şem’e tutkun pervane,

Yokluğun varken bile ben olmayı unutup,

O mücella çehrene aşık olan divane…

Sana ah biriktirdim gözyaşımı kurutup.

Ben çile zindanında kahrı damıtan meczup…


Ric’at’ımı kabul et kapından kovma beni,

Her anımda melâli bir ah göğe yükselir.

Eşiğindedir başım araf’ta koyma beni,

Sensizlik otağında ruhum bana yük gelir…

Varlığınla ruh’landır ruhsuz kalan bu teni

Ric’at’ımı kabul et kapından kovma beni…


Aşk’ının mizanında tartılsın tüm melâlim,

Seni anlatmayan söz düşmesin hiç dilime,

Anla beni sultanım ayândır sana halim,

Tut hadi yüreğimden uzanıver elime…

Beni gör diye âmâ beni duy diye lâl’im

Aşk’ının mizanında tartılsın tüm melalim,


Düştüğü her noktada seni buldu nigâhım.

Eriyip akıyorken damla damla varlığa.

Dergâh-ı izzetinde makbul kılındı ah’ım,

Kabul ettin sen beni eşiğinde yâr’lığa.

Güzide bir lokman’la çekildi tenden ruhum.

Düştüğü her noktada seni buldu nigâhım…


Yusuf Mescioğlu.

yirmibirağustosikibinonbir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder