10 Ekim 2012 Çarşamba

Gedâ...




















Gedâ…

Neyzen sır üflerken ney’e her nefes,
Kalbimin aklına düştü gözlerin.
Biterken dünyaya duyduğum heves,
Ötelerden gelen düş’tü gözlerin…

Sırrında kayboldum bakışlarının,
Beni içten içe yakışlarının.
Ömrüme vurduğun nakışlarının,
Dikişsiz tuttuğu yaş’tı gözlerin…

Bir nefes vuslata aşina oldum.
Bir nefes sarardım, bir nefes soldum.
Bir nefes tükenip boşluğa doldum.
Cân evimden akan yaştı gözlerin…

Her zerrem tutuşup yandı narına,
Yine firâk düştü ömrün kârına,
Özlem bulaşırken ah-ü zarıma,
Ömür sofrasında aş’tı gözlerin…

Sensiz karanlıktır aynanın yüzü,
Kör eder mumları bir nefes izi,
Ruhuma batarken sensizim sözü,
Mekân mevhumunu aştı gözlerin…

Bana hep ızdırap veriyor diye,
Güzeli çirkine yeriyor diye,
Aşk’ınla arama giriyor diye,
Nefsime attığım taş’tı gözlerin.

Bir ömür bekledim Yâr eşiğinde,
Sükûtu sınadım cân beşiğinde,
Ecel şerbetini aşk kaşığında,
İçerken, ruhumdan taştı gözlerin…
Aşkınla dumanlı baştı gözlerin…

YusuF Mescioğlu
Oneylülikibinoniki.

* Gedâ ( Dilenci ) 

1 yorum: