4 Ocak 2010 Pazartesi

Senli Yalnızlık...


Senli Yalnızlık…

Son tebessüm az önce geçti yüreğimden,
Ansızın bir nefese karışıp, tükendim.
Ben hem terk eden hem terk edilendim…
Bilemedim bu hikayenin böyle biteceğini.
Gözlerim; mağrur bir ayrılığın hüznüyle sırılsıklam,
Yüreğim; yalnızlığın sükûn bulduğu bir gurbet.
Ne zaman ki cümleye ben diyerek başlasam,
Cümleler yüreğimde, gözlerine ihanet…

Son yangındır bu besbelli,
Küllerimi savuruyor ayaz sokaklarda geceler,
Seni sensiz yaşadım yıllardır,
Senli hayallerin koynuna saklandım senelerce,
Bu son yangını yüreğimin, biliyorum.
Bir melâl zindanında boynu bükük,
Sustum ve kahrıma gömülüyorum…

Avutmuyor beni ne söz, ne şiir,
Pürtelaş bir yağmur bekliyorum,
Kahırlı bulutlardan yüreğime dökülecek.
Efsununa kapılsam diyorum vuslatın.
Ansızın gözlerin düşüyor gözlerime,
Vazgeçiyorum…
Anladım ki; sensizlik ülkesinde ben
Deliriyorum…

Yeni hüzünler birikiyor avuçlarıma,
Gece karası, gönül yarası hüzünler…
Son sevme tarihi geçmiş bir ömür yaşıyorum.
İsmine dair her harfi yüreğimde taşıyorum…
Bu ne onulmaz yaraymış diyorum kederime,
Bilmedim, yazan sensizliği yazmış kaderime…
Sensizliğimin son baharıdır bu,
Biliyorum…
Gözlerin değiyor gözlerime,
Can veriyorum…

Yusuf MESCİOĞLU
04.01.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder